TEOFARM Markası Kurucularından Elif Ovalı: “Kentin Yeniden İnşasında Tarım Alanlarının Korunması Çok Önemli”

Hatay’ın Antakya ilçesinde faaliyet gösteren TEOFARM, 2014 yılında tarımda katma değer yaratma hedefiyle kuruldu. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden ağır etkilenen Antakya’da, tarımsal üretimi sürdüren ender yapılardan biri olarak varlığını koruyor. TEOFARM kurucularından Elif Ovalı, bölgedeki mevcut durumu, tarımsal üretimin geleceğini ve kırsal kalkınmanın önemini anlattı.

“Depremden etkilenen bölge, tarım arazilerinin önemli bir kısmını barındırıyor”

Ovalı, fiziki olarak tarım alanlarında büyük bir hasar olmadığını, asıl sorunun tedarik zincirinin bozulması ve üreticilerin göç etmek zorunda kalması olduğunu belirtiyor:

“Depremden etkilenen bölge, tarım arazilerinin önemli bir kısmını barındırıyor. Depremin vurduğu 10 ilde Hatay 2,4 milyon dekarla önemli bir paya sahip. Tarım alanlarında değişen çok fazla bir şey olmadı” diyor Elif Ovalı.

Şu anda ekilen arazilerin verime dönüşebilmesi için bakımın sürekliliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Ovalı, yaşanan altyapı sorunlarını şöyle dile getiriyor:

“Tedarik zinciri kırıldığı için, insanların yaşamasına olanak verecek ortam olmadığı için şehirden göç başladı, elektrik yok, su yok. Ekim alanlarının hızlı bir şekilde kontrol altına alınması gerekiyor”.

“Hasat zamanı kimse kalmayabilir”

Tarım alanlarında çalışacak insanların güvenli barınma ihtiyaçları nedeniyle göç ettiklerini belirten Ovalı, bu durumun geleceğe dair büyük bir tehdit oluşturduğunu söylüyor:

“Yarın bir gün hasat olduğunda etrafımızda kimleri bulacağız? Kimler çalışacak durumda olacak? Bunların hepsi çok önemli sorular, çok önemli konular. Bunlar büyük tehlike önümüzde. Ama baktığınız zaman, buğday yeşermeye devam ediyor, enginar filizleniyor. Tarımsal yapıda bir şey yok, yeter ki biz onu sürdürülebilir hâle getirelim.”

“Antakya’da para geçmiyor, sistem yok”

Depremin ardından yaşanan çöküş sadece fiziksel değil, ekonomik olarak da derinleşmiş durumda. Ovalı, bölgedeki temel ihtiyaçlara ulaşmanın hâlâ çok zor olduğunu vurguluyor:

“Şu an Antakya’da para geçmiyor. Parayla alınabilecek hiçbir şey yok… Hatay’da hâlâ bir sistem yok”.

“Kırsalın kalkınması lazım”

Ovalı’ya göre kalkınmanın temelinde kırsalda üretimin desteklenmesi yatıyor. Stratejik bir plan olmadan bölgenin ayağa kalkamayacağını belirtiyor:

“Kırsalın kalkınması lazım, tarımsal alanla ilgili stratejik bir plan lazım”.

“Kendi kendine yeten köy modelleri yapılmalı”

Geçici konutlar kadar, kırsalda sürdürülebilir yaşam alanlarının da kurulması gerektiğine inanan Ovalı, çözüm önerilerini şu sözlerle dile getiriyor:

“Geçici konut da olsa geçici bir yaşam merkezi de olsa kırsalın cazip hâle getirilmesi gerekiyor. Örneğin kendi kendine yeten köy modelleri yapılmalı.”

Türkiye’nin en büyük karakılçık üreticisi: TEOFARM

TEOFARM, dayanıklı karakılçık buğdayı ile üretimi sürdürmeye devam ediyor. Ovalı, iklim değişikliğine dirençli bu ata tohumu hakkında şöyle diyor:

“Bu buğday, çok fazla iklim şartlarından etkilenmiyor, yeni nesil buğdaylara göre çok dirençli.”

Mayıs-Haziran döneminde hasada başlamayı hedeflediklerini belirtiyor.

“Tarım alanları korunarak kalkınma sağlanmalı”

Hatay’ın geleceğinde tarım ve turizmin birlikte yükselmesi gerektiğini vurgulayan Ovalı, tarım alanlarının imara açılmasına karşı çıkıyor:

“Tarım alanlarının korunarak yükselmesi lazım. Bugün birçok tarım alanını inşaata açarlarsa, çok daha büyük bir hata olur… Özellikle de bu alanda tarıma dayalı bir sanayi oluşturmak lazım.”

“Köklerimiz sağlam; tekrar yeşereceğiz”

Antakya’nın zengin kültürel dokusuna dikkat çeken Ovalı, bölgenin hem geçmişi hem de geleceği açısından güçlü bir potansiyele sahip olduğunu dile getiriyor. Konuşmasını ise şu etkileyici sözlerle tamamlıyor:

“Köklü olmak istiyorsan kanatlarını kıracaksın, kanatlanmak istiyorsan köklerinden kurtulacaksın… Yüzlerce yıldır aynı topraklarda tarımla uğraşan aileler olarak biz kanatlarımızı kıralı çok zaman oldu. Köklerimiz sağlam; tekrar yeşereceğiz, buradayız… Gidenler de geri gelecek, daha güçlü gelecekler ve yeniden yapılanacağız.”